5 Kasım 2018 Pazartesi

Bir rüya

Akşamüzeri saat 5'te bir saldırı olacakmış. Ellerinde makine tüfeklerle bir sürü adam sokağa girip tüm binaları kurşuna boğacakmış. Haber gelmiş bana önceden. İnsanlara söylemeli, onları uyarmalıymışım. Kaçmalıymışız buradan. Terk etmeliymişiz onlar gelmeden. Ama ben mıhlanmışım olduğum yere, hareket edememişim. Yapmam gereken işler varmış galiba. Ağzımdan çıkacak iki kelimeymiş aslında ama öncesinde yapmam gereken bir sürü bir şeyler varmış. Ertelemişim de durmuşum, kimselere bir şey dememişim. Gün yavaş yavaş batarken, aklım başıma gelir gibi olmuş, paniklemişim. Gitmeliyiz demişim ilk gördüğüm kişiye. Beni ciddiye almamış. Ne olacaksa olacak demiş, biz de savunuruz kendimizi. Hayır demişim. Bu bildiğiniz gibi bir şey değil. Çok kalabalık olacaklar. Bir sürü silahları olacak, acımayacaklar. Gel peşimden. Önce tamam demiş, takip etmeye başlamış beni. Bir çıkış yolu biliyormuşum. Sokağın arkasına doğru çalılıklardan dolanırken taramalı tüfekli adamların sokağa girişini görmüşüm. Beni takip eden kişi bırakmış takibi ama. Geri dönmüş. Topraktan ve ağaç köklerinden yapılmış bir duvarı ellerimle tırmanmışım, sokağı boylu boyunca gören bir düzlükte uzanmışım 'bitmesini' beklemişim. Her şeyi görmüşüm. Hepsini izlemişim. Adamlar taramış ne var ne yoksa. Sonra beni önce takip edip sonra bırakan kişiyi de elinde tüfekle görmüşüm. Olan olmuş, biten bitmiş. Geride kalanlar da ellerinde tüfeklerle o bir sürü adama katılıp bir başka sokağı kurşuna boğmaya gitmiş. Uzanmışım o düzlükte. Çıtım çıkmamış. Bitmesini beklemişim. Her şeyi görmüşüm. Hepsini izlemişim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder