1 Şubat 2014 Cumartesi

Varlığım bileklerimde

Bazen düşünüyorum da bu evren ben acı çekeyim diye kurulmuş olmalı.

Kocaman, koskocaman hayal kırıklıklarım var. Taşıyamayacağım kadar çoklar. Sırtımdalar.
Az önce banyoda kendimi öldürmek geçti aklımdan. Sağ bileğimde bir sancı var kaç gündür. Acaba kesilmemiş bilekler acır mı böyle? Geçen aklımdan lambaya bakarken bir halat bağlasam ağırlığımı çeker mi sorusu geçti.

Varlığımı ortadan kaldırmak bile benim sorumluluğum. 30'larımı göremeyeceğim sanırım.

Bu hayat bir ödül değil, bir ceza. Hepimizin cezası. Çekmekle yükümlüyüz.

Acınası varlıklarımızı sonlandırmak için yapabileceğimiz başka hiçbir şey yok ölmekten başka.

Her şeyi tek başıma yapmak zorundayım. Her şeyi... Kaybetttiğimi buradan anlıyorum.
 Varlığımı dahi kendim sonlandırmalıyım. Onda bile yalnızım.

Karnım tok, sırtım pek, ayaklarım çoraplı, saçlarım temiz ve pak. İşte bu bedeni hayatta tutmak benim görevim. Bu bedenden kurtulmak da öyle olmalı.
Oysa bana ait değil ki bu beden. Hiç benim olmadı ki... Neden tüm sorumluluğunu ben taşımak zorundayım?

Benim olsa, parmaklarım şu an önümde duran piyanoyu ikiletmeden çalardı. Parmaklarımın tek yapabileceği manasız bu satırları yazmak... Ve bileğim, bileklerim kesilmeleri gereken yerden sancıyarak bana sorumluluğumu mütemadiyen hatırlatmakta. Ve herkes gitti. İnan bana, herkes gitti. Bir başımayım, her şeyden sonra. Yanımda sarılabileceğim tek bir kişi yok. Günler birbirlerini kovalıyor. Birbirimize yaklaşacağımızı sandığımız o geçen günler bizi birbirimizden hızla uzaklaştırıyor. Herkes gitti. Diyebileceğim tek şey bu. Herkes gitti.

Üstümde aynı boktan kotum ve giyilmekten eğrimiş yün kazağım var. Mevsim kış. Mevsim bundan sonra hep kış.

Yapılacak binlerece iş var. Binlerce ve her biri bine katlamakta benim ölüm arzumu. Örneğin, bulaşıklar. Bulaşıkları yıkamamak için ölebilirim.

Elimdeki kalem bileğime isyan edemiyor. Kalemin hissedebileceği hiçbr duygu yok.

Ve bir saat beş dakika içinde geçiyor. Bir gün göz açıp kapamışçasına...

Giderek uzaklaşıyoruz birbirimizden. Aynı zaman diliminde değiliz ki biz.