17 Mayıs 2010 Pazartesi

Çok Ayıp Bir Şey Mutluluk

Katlanarak çözülüyor terkedilmiş bahçelerdeki
kuyular; oralardaki çocuk ölüleri - ölü gürültüleri,
bakın ben herkesi öldürmedim.
Hatta sevmedim ceddime bıçak çekmeyen hiç kimseyi.
Şimdi tam vaktidir, söylemeliyim o
ötekim'den nefret eden insanlara ezberlettiğim
ezberlettikçe kirlettiğim cümleyi:

Çok ayıp bir şey mutluluk

Eğer bir dosta giderken geceyarısı
ona uzatacağın elinde gelincikler varsa ve
arkana sakladığın elinde taşıyorsan hâlâ hançerini.

Küçük İskender

6 Mayıs 2010 Perşembe

Yaşamak için çıldıranlar ama gururuyla ölenler

"... Ama bir yandan da mutluluk ve zevkten kendilerinden geçmişçesine dans ediyorlardı sokaklarda, bense ilgimi çeken insanlar söz konusu olduğunda hep yaptığım gibi peşlerinden sürükleniyordum, çünkü benim için yalnız çılgın insanlar önemlidir, yaşamak için çıldıranlar, konuşmak için çıldıranlar, kurtarılmak için çıldıranlar, aynı anda her şeyi birden arzulayanlar, hiç esnemeyen, beylik laflar etmeyen, yıldızların arasında örümcekler çizerek patlayan ve en ortalarındaki mavi ışığı görenlere, "Vay canına!" dedirten o muhteşem sarı maytaplar gibi yanan, yanan, yanan insanlar..."

Jack Kerouac, Yolda

Bugün Hıdırellez. Ve ben sebebini iyi biliyorum ya bugün Jack Kerouac'ın çılgın insanları, yani "gerçek" insanları tarif edişini düşündüm. Çünkü üç gerçek insanı katlettiler bugün. Deniz'i, Yusuf'u, Hüseyin'i katlettiler bugün. Deniz'e kıydılar ya tutmaz denize bırakılan hiçbir dilek. Bahar gelir ama Hızır da, İlyas da küsmüştür artık. Hıdırellez ölüme bulanmıştır bir kere. Demiştim ya bir bahar günü bir insan niye ölür? Bir bahar günü bir insan niye öldürülür?