5 Eylül 2010 Pazar

Yaz, biter!

Nereden başlamalı bilmiyorum. En çok neyi anlatmalı, en çok neye gülmeli, ya da en çok neyi özlemeli?
"Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum." Bu cümleye ilk rastlayışımın Masumiyet Müzesi olmaması aslında ne kadar trajik... Öyle olsaydı belki her şey çok daha kolay olurdu. Cümlenin şiirselliğinde, derinliğinde kaybolur ve kendimi tamamen romanın içinde bulurdum. Ancak Orhan Pamuk bu cümleyi kurmazdan çok evvel bu minvalde cümlelerle oynamak bir tür ayindi benim için.
Hayatımın en mutlu anını yaşarsam ve bunun farkına varmaksızın yoluma devam edersem olacaklar konusunda bir hayli endişeliydim. İnsanın hayatının en mutlu anını gerilerde bırakması ne de hüzünlüdür.
İlk gençliğim bu düşüncelerle oyalanmakla geçti. Hatta kendimce hayatımın en mutlu anıymış diyebileceğim bir ana bile sahiptim. Hayat benim küçük dünyam için bile zordu ve o en mutlu an gerilerde kalmıştı.
Korktum, gerçekten korktum. Başka bir şey diyemem. Bir daha asla o denli mutlu olamamaktan, bir daha asla aşık olamamaktan çok hem de çok korktum. Korku bastırdıkça, kabuğuma çekildim. Kabuğum kalkanım oldu. Kimse aslında ne kadar yalnız olduğumu anlayamazdı böylece.
İlk gençlik hızlı geçer. Bir anda bir bakmışsın bitirvermiş. Bana da öyle oldu. Bir anda bitiverdi ve kendimi başka cümlelerin içinde buldum. Kafamda sabitlenen düşünce bakiydi ancak. "Hayatımın en mutlu anının ben farkına varmadan gerilerde kalması..."
Düşünceler değişir, gelişir, evrim geçirir. Ancak diyebilirim ki hayatın en mutlu anları hep gerilerde kalanlardır. Hep o ilk ana dönmek ister insan. O yüzden hıçkırıklara boğulduğunda insan, hiçbir şey hatırlayamacak denli körkütük sarhoş olduğunda insan, çaresizlikten kendini ordan oraya vurduğunda insan o ilk ana dönmenin yollarını arar. "Anne" diye sayıklamalar, çocukluk günlerini bulacağını sanarak gözlerini kapatıp açmak ondandır. İlk aşkın hep başka olması ondandır.
Hayatımın en mutlu günleri gerilerde kaldı mı bilmiyorum. Dediğim gibi önceden buna çok emindim ama hayat bana yanıldığımı gösterdi. Midemde kelebekleri hissettim en azından bir kez daha. Bir daha hissetmem sanıyordum. Ancak hayat bana her zamanki kazığını attı, yaz bitti. Yaz bitti. Zaten yaz hep bitmez mi? Hep geride kalandır o, hayatın en mutlu anlarıyla giderek uzaklaşan. Ama olsun, belki yaz yeniden gelir. Neden bittin yaz? Neden gittin?