26 Temmuz 2010 Pazartesi

Kaldırım taşlarının altında kumsal var.

Koca bir yazı yalnızlığın başkentinde geçirirken, mutlak olanın bu olduğunu bilirken ve her şey hep biraz imkansızken geçmişin peşine takıldım.

Babam çocuktu ve yitirmemişti babasını henüz. Bir kaldırım taşı sadece bir kaldırım taşıydı onun için, dizlerinin bağı çözülüverdiğinde sığınacağı bir liman değil. İşte o zamanlar kaldırım taşlarının altına kumsallar vardı ve çocuklar babalarının yollarını beklerken yitirmezlerdi onları aniden.

Eve dönmekten çok korkarım ben. Eve dönüşte, bir tatilde ansızın babamı yitirmekten... Dizlerimin bağının çözülmesinden, ağlamaktan bitap düşerek bir kaldırıma çöküvermekten, kaldırım taşlarının altında kumsalların yanında bir umut babamı aramaktan...

9 Temmuz 2010 Cuma

Bir Otomat Olarak İnsan

Bireyler, son yılların teknolojik ilerlemelerinden nasıl etkilenmiştir? İşte bu soruya bir filozof-psikiyatr, Dr. Erich Fromm tarafından verilen yanıt:

"Bugünkü Batı toplumumuz, maddi, entelektüel ve politik ilerlemesine rağmen, gitgide zihin sağlığından uzaklaşıyor ve bireydeki iç güvenliği, mutluluğu, aklı ve sevme kapasitesini baltalamaya yöneliyor; bireyi, insanlık başarısızlığının bedelini, gitgide artan zihinsel hastalıkla, iş ve sözde hazza yönelik delice bir dürtünün altına gizlenmiş umutsuzlukla ödeyen bir otomata çevirmeye yöneliyor."

Bizim "gitgide artan zihinsel hastalığımız" nevrotik belirtilerle kendisini ifade edebilir. Bu belirtiler açık ve çok ıstırap vericidir. Ama "zihinsel hijyeni" diyor Dr. Fromm, "belirtilerin önlenmesi olarak tanımlama konusunda dikkatli olalım. Bu belirtiler bizim düşmanımız değil, dostumuzdur; belirtilerin olduğu yerde çatışma vardır, çatışma da her zaman bütünleşme ve mutluluk için mücadele eden hayat güçlerinin hala savaştığını gösterir." Zihinsel rahatsızlığın gerçekten en umutsuz kurbanları, en normal görünenler arasında bulunacaktır. "Onların çoğu normaldir, çünkü varoluş kipimize o kadar iyi uymuşlar, çünkü hayatlarının o kadar erken bir döneminde insancıl sesleri susturulmuştur ki, nevrotikler gibi mücadele etmez, acı çekmez, belirti bile geliştirmezler." Sözcüğün mutlak denilebilecek anlamında normal değiller; ancak derinden derine anormal bir toplumla ilişkileri içinde, normaller. Bu anormal topluma kusursuz uyumları, zihinsel hastalıklarının bir ölçüsüdür. Eğer tam olarak insan olsaydılar, uyum göstermemeleri beklenecek olan bir toplumda, tasasız yaşayan bu milyonlarca anormal biçimde normal insan, hala "bireysellik yanılsaması"nı beslemekte, ama aslında çok büyük bir ölçüde bireysellikleri ellerinden alınmış durumdalar. Uyumlulukları gitgide bir tekbiçimliliğe dönüşüyor. Ama "tekbiçimlilik e özgürlük uyuşmaz. Tekbiçimlilikle zihinsel sağlık da uyuşmaz... İnsan bir otomat olmak için yaratılmamıştır, bir otomat olursa, zihinsel sağlığın temeli de mahvolur."

Cesur Yeni Dünyayı Ziyaret, Aşırı Örgütlenme, Aldous Huxley